Silver Linings Playbook: Arızalı İnsanların Mutluluk
Oyunları
Amerikan sineması son yıllarda konu
sıkıntısı çektiğinden dolayı; çizgi roman karakterlerinin filmleri, yurt
dışında başarılı olmuş (hatta başarılı olmasına da gerek yok.) filmlerin
yeniden çevrimleri ve şöhretli insanların biyografilerinden uyarlanan filmlere
yönelmiş durumdalar. Tabii bu nedenle Amerika’nın sinema yapısı, belli başlı
bazı örnekler dışında gün geçtikçe kötü filmler çöplüğüne dönüşmeye başladı. Bu
sıkıntılı durumdan dolayı son on sene içinde Amerika yüzünü bağımsız sinemaya
döndürmeye başladı. Bir nevi Amerikan sinemasının kurtarıcısı olarak görülen bu
düşük bütçeli yapımlar, zamanla ivme kazanarak daha çok seyirciye hitap etmeye
başlarken, ünlü yıldızlar için de bir tercih nedeni olmaya başladılar.
Bağımsız yapımların
bu yükselişi, başta Oscar ödülleri olsun, çeşitli festivalin ilgisini çekmeye
başladığından dolayı, daha çok bağımsız film izleme şansı yakalıyoruz. Sözün
özü onca bağımsız film arasından bu yıl, Oscar’ların gözdelerinden biri olması
beklenen Silver Linings Playbook, diğer bağımsız filmlere göre daha çok öne
çıkmaya başladı. Gerek oyuncu ödülleri olsun, gerekse iri ufaklı adaylıkları
olsun. Ses getiren bir filmin ayak seslerini duyuyoruz.
Hikayesi aslında
çok uzak olunan bir konu değil. Kısaca özetlersek; Pat (Bradley Cooper) adında
bir adam sinirlerine hakim olamayıp, karısını başka bir adamla uygunsuz olarak
basınca, Pat dayanamaz ve adamı hastanelik duruma getirir. Tabii bu durum
sonrasında Pat rehabilitasyon merkezine kendini toparlaması için yatırılır.
Burada geçirdiği uzun aylardan sonra annesi Dolores (Jacki Weaver), oğlunun
iyileştiğini varsayarak onu bu merkezden çıkartır. Bunun üzerine Pat,
mahallesine döndüğünde yaşama uyum sağlamakta zorlanır. Çünkü ne davranış
bozukluklarını yenebilmiştir, ne de karısına olan takıntısından
vazgeçebilmiştir. Bu sorunlu adamı yeni birileriyle kaynaştırmak isteyen Pat’ın
arkadaşı Randy, baldızı Tiffany’ı (Jennifer Lawrence) Pat’e ayarlamaya çalışır.
Tabii hesaba katılmayan şey, Tiffany’nin de sorunlu geçmişidir. Pat bir yandan
karısı Nikki’yi tekrardan elde etmenin planlarını kurarken, hayatına giren
Tiffany adlı kızın arasında sıkışıp kalır.
Hikayeye
baktığımızda aslında çok yenilikçi bir şeyler olduğunu söyleyemeyiz. Hatta
konuyu okuduğunuzda ağır bir drama ile karşı karşıya olduğunuzu bile
sanabilirsiniz. Ancak işin aslı Silver Linings Playbook, kara mizah ile
romantik komedi türünü kendi içinde harmanlayarak kendine ait yeni bir dünya
yaratıyor. Bu dünyanın içinde kaybolup rahatsız da olabilirsiniz; tam tersine
inanılmaz keyif de alabilirsiniz. Ben şahsen keyif alanlardanım. Filmin
karakterlerinin vahim durumları öylesine eğlenceli ki, filmi izlerken zaman
zaman benim eğlendiğim filme bak diyebilirsiniz. İşte tam bu noktada Amerikan
sinemasının neden kurtarıcılarının bağımsız sinema olduğunu anlıyorsunuz: Arıza
karakterler...
Son yıllarda
bağımsız filmlere baktığımızda arıza karakterler sergisi diyebileceğimiz, tonla
karakterle karşılaşıyoruz. Kimileri inandırıcı olup, külte dönüşürken; kimileri
ise unutulup gidiyorlar. İşte filmimiz böyle karakterlerle çevrili bir film ve
işin güzel yanı filmin genel kadrosu harika oynuyorlar.
Çoğunlukla Hangover
filmleriyle tanınan ve irili ufaklı eğlencelik filmlerde boy gösteren Bradley
Cooper, belki de ilk kez oyunculuğunu gösterme fırsatı buluyor. Ya da başka bir
deyişle büyükler liginin dikkatini çekiyor. Oynadığı Pat karakteri, sürekli
sorun çıkartan, huysuz, inanılmaz derecede takıntılı bir karakter olmasına
rağmen Cooper ne yapıp edip, bu karakterin aynı zamanda sempatik olmasını da
sağlamış. Karakterinin derinlerine inip onu gerçek bir insan haline getirmek
kolay iş olmasa gerek ki, bu sene ödül törenlerinde bolca ismini duyuyoruz.
Tabii tüm övgüleri
Bradley Cooper’a vermemek lazım. “Winter’s Bone” ile genç yaşta aldığı Oscar
adaylığından sonra “Hunger Games” ile ününü pekiştirmeye başlayan filmin kadın
oyuncusu Jennifer Lawrence, canlandırdığı Tiffany karakteri ile hem bir yandan
güzelliğini sergilerken, bir yandan da meydan okurcasına Cooper’dan geri kalır
yanım yok, ben daha arızalıyım demeyi başarıyor.
Özellikle son
dönemdeki sönük işleriyle sinemaseverleri hayalkırıklığına uğratan usta oyuncu
Robert De Niro’nun, uzun süreden beri en iyi oyunculuğuyla karşı karşıya olmak
bile filmi izlenebilir kılan etmenlerden sadece biri sayılabilir. Bahis
düşkünü, totemlere inanan baba karakteri, ana karakterlerden geri kalmayarak
adeta filmin zaman zaman önemli rengi haline geliyor.
Animal Kingdom ile
sükse yapıp Oscar’a aday olan Jacki Weaver, Rush Hour serisini çektikten sonra
uzun süre ortalıkta pek gözükmeyen düşük çeneli Chris Tucker olsun, bir dönemin
yeni Scarlett’ı ilan edilip sonra potansiyelini aşamayan Julia Stiles olsun,
filmin her karakteri baş başına ayrı bir fenomen sayılabilir. Özellikle son
saydığım bu üç oyuncu, sade oyunculuklarını elden bırakmayıp, diğerlerinin
parlamasını sağladıkları için ayrı ayrı takdiri hak ediyorlar.
Filmin yönetmeni
David O. Russell’ı ise henüz iki yıl önce çektiği Fighter filmiyle
hatırlayabiliriz. Hatırlarsanız o filmde de güçlü oyunculuklar önplana çıkıyordu.
Hatta Fighter filminin en çok konuşulan sahnesi haline gelen boksörümüzün kız
arkadaşı ile annesi ve kız kardeşlerinin atışma sahneleri, bu filmin habercisi
gibiymiş. Yine arızalı bir ile aile tablosunu bizlere gösteren yönetmen, belli
ki bu tip aileleri ete kemiğe büründürmekten hoşlanıyor. Böyle harika bir
şekilde hayata geçirebiliyorsa kim itiraz edebilir ki?
Silver Linings
Playbook’un dünyasındaki insanların inandıkları şeyler sayesinde kendilerince
oynadıkları mutluluk oyunları, senaryonun sürükleyici bir şekilde ilerlemesini
sağlıyor. Özellikle filmin sonlarındaki büyük iddianın sonuçlarının ne
olacağını düşünmek bile filmi izlemek için bir neden haline geliyor. Bradley
Cooper ile Jennifer Lawrence ikilisinin dans sahneleri, beladan kaçmak isterken
sürekli başı belaya giren Pat karakterinin düştüğü durumlar arasında, garip bir
aşk hikayesinin varlığı, filmi her adımında ilginçleştiriyor. Özellikle de
belli klişelere yüz vermeyip, akıllı hamlelerle beklenmeyen hamleler yapması
filmin albenilerinden sayılabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder