Her ilişkinin tanışma, flört, nişan, evlilik veya daha alternatifli seçenekleri olabilir. Tabii bunların arasında evlilik olayına girmişseniz, her zaman boşanma seçeneği de vardır. Bu seçenek karşılıklı olunca sorun yoktur. Belli ki sıkıntıları vardır iki tarafında da. Ancak tek taraflı bir durumsa, kesinlikle sıkıntılıdır. Crazy, Stupid, Love da biraz böyle başlıyor.
Cal ve Emily, boşanmanın eşiğine gelmiş evli bir çifttir. Çocukları vardır. Ancak bir aldatma olayıyla işler bir anda altüst olur. Cal'un kendine güveninin yok olması vesayre... Ancak sıkıntıdan gittiği bir barda, fazla ağlamasından dolayı; ağlamak derken kesinlikle mesaj bir ağlamadan bahsediyorum. Bardaki insanların kısa sürede dikkatini çeker. Özellikle de orada takılan Jacob isimli bir playboyun... Kız kaldırma üzerine doktorasını vermiş olan bu adam, Cal'ın kendine olan güvenini yerine getirip, onu tercih edilen bir erkek konumuna getimeye çalışır diye bir özet geçebiliriz.
Son dönem romantik komedilerinde sıkça rastlanan olumsuz kötü durumlardan mizah yaratma olayı bu filmin bildiğiniz tüm espri anlayışını kapsıyor. İçinde kahkaha atarak gülebileceğiniz sahneler mevcut olsa da, bu tip sahneleri genelde fragmanında kullanması son derece eksi bir faktör olmuş. Yine de fragman dışında espriler saklı da sayılabilir.
Temelinde sevdiğin insanın peşinden koşmalısın, yoksa sevmenin ne anlamı var temasından yola çıkıyor. Bu temayı üç ilişkinin içine yaymış durumda. Bunlardan birincisi ana konumuz Cal ile Emily çiftinin boşanma kararından sonra başından geçenler, buna bağlı olarak ikinci çiftimiz playboy Jacob ve seksi kızılımız Hannah arasında geçen ilişki ve diğerlerine göre daha yan bir hikaye olan evin küçük oğlu Robbie ile bakıcısı Jessica arasında geçen platonik aşk hikayesi... Üçü de birbirinden farklı gibi görünse de aslında hepsi aynı konuya yöneliyor: Ruh eşini bulmak!
Filmin senaryo kurgusu bu aşamada gerçekten de başarılı kurulmuş. Çünkü tesadüf mü dersiniz, ya da rastlantı mı bilinmez ama neredeyse tüm karakterler birbiriyle bağlantılı durumdalar. Yani kime elinizi atsanız, aslında ana ve yan karakterlerden birisine çıkış sağlayabiliyorsunuz. Bu yüzden de filmi izlerken, bazı kelimelere ve ayrıntılara dikkat etmeniz gerekiyor. Hatta bu film, polisiye gerilim olsaydı, belki de yılın en zekice filmlerinden biri denilebilirdi. Ancak romantik komedi oluna bu formül, ancak kurgusuna övgü olarak kalıyor.
Crazy, Stupid, Love; insanların kendilerinden taviz vermemeleri ile ilgili bir film aslında. Herkesin özlem duyduğu şeyler, aslında maceradan öte şeyler değildir ve eninde sonunda kendiniz olarak beğenilmek isteyeceksiniz kavramını da alt metin olarak ele alıyor. Böylece başında bitik olan karakterler, bir nevi evrim geçirerek yeni yollarına saparken, başlarda muhteşem durumda olan karakter, bir anda aslında bitik karakterimizin iyi yanlarını almaya başlıyorlar. Böylece herkesin herkesten öğreneceği şeyler vardır göndermesiyle karşılaşıyoruz.
Steve Carell, karamsar ve bitik adam rolünü çok iyi beceriyor. Seyirciye onun ruh halini iyi yansıtıyor. Garip durumlarla beraber de zaten komik yapı kendini ortaya çıkarmasıyla Carell işin altından kalkmayı çok iyi biliyor. Diğer oyuncuların rolleri daha stabil konumda Julianne Moore, Ryan Gosling ve Emma Stone son dönemde sıkça onlara gelen rollerin altından kalkmayı ezber edinmiş durumdalar zaten. Kevın Bacon'ın sonunda soyunmadan oynadığı bir film görmek gerçekten güzel. Marisa Tomei ise devamlı azgın, yoldan çıkan kadın rollerinden sıkılmadı mı bilmiyorum ama ben şahsen artık yeni roller bulmasını tavsiye ediyorum.
Küçük küçük dersler vermeyi ihmal etmeyen filmimiz, dozunda esprileri, ilişkilere yaklaşımları ve senaryonun iyi kurgu yapısıyla öne çıkıyor. Bu yılın en iyi romantik komedilerinden biri sayılabilir. Çok yaratıcı bir seçenek olmadığı sürece tabii ki...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder