Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

26 Ekim 2011 Çarşamba

Restless



Hatırlar mısınız zamanında Love Story diye bir film vardı. İnsanlar o filmi defalarca izleyip su gibi kızın ölümüne isyan ederken, yalnız başına çaresiz bir şekilde kalan adamın acısını paylaşırlardı. O dönemin en çok sevilen filmlerinden biriydi. Seneler geçti, günümüze geldik. O senaryodan değişen pek bir şey olmadı. Sadece biraz eklemeler geldi. 


Restless, Love Story filminin modernize edilmiş hali gibi. Üstelik bu sefer doğaüstü öğeler de eklenerek filme renk katılmaya çalışılmış. Yalnız tek farkı karakterlerin değişmesi olmuş. O filmin gerçekçiliği varsa, bu filmin de sempatikliği var diyebiliriz. Ne de olsa karakterlerimiz sempatik tipler...




Konu dediğim gibi basit bir konu... Zamanın çoğunu cenazelere gidip, ölen insanları inceleyen Enoch, ailesinin ölümünden sonra teyzesiyle yaşamaya başlamıştır. Ancak bir cenaze töreninde bir kızla karşılaşır. Kız ona özel ilgi gösterirken, Enoch içten içe kızdan hoşlansa da geri çekilmeyi tercih eder. Tabii bazı gerçekler saklanmıştır. Kızımız Annabel, kanser hastasıdır ve yakında ölecektir. Enoch ise ailesini kaybettiği kazadan sonra hayalet arkadaşı Japon kamikazesi Hiroshi ile dostluk etmektedir. Enoch'un Annabel ile geçirdiği sürede, Hiroshi ikinci plana atılır. Ancak sevdiği kaybetme duygusunun ortaya çıkmasıyla birlikte yaşama isyan had safhaya çıkar. 


İlle film benzetmeleri yapmamız gerekiyorsa "Love Story" ve "Heart and Souls" karışımı diyebileceğimiz film, kusura bakılmasın ama pek de bir yenilik barındırmıyor. 




Mia Wasikowska'nın tatlı yüzü hatrına izlenebilecek olan film, son dönemde karşımıza çıkan kanserli kız ya da kanserli erkek filmlerinin aynısı gibi. Bu tip filmlerin genel ortak noktası. Kanserli kişi ölene kadar onunla vakit geçireyim, mutlu olsun şeklinde son günlerini beraberce geçiren gençlerin hikayesi... Tabii hayatta kalan sevgili de, ölüm üzerine düşünen, bu yüzden de arayışta olan kişi olduğunda; kanserli kişinin ölmesi üzerine arayışı sona eriyor. Son derece klişe farkındayım...


Film yer yer sevimlilik katsayısını yükseltip, insanların yüzünde gülümsemeler yaratsa da, genelde kendini fazla tekrar ederek, o sevimlilik imtiyazını fazlaca kullanmış oluyor. Bu yüzden de yer yer sıkıcılaşıyor. 




Yönetmen Gus Van Sant, son dönemde sanatsal filmlere çekmeye başlamıştı. Hatta bunun sonucunu da ödüller almasıyla neticelendirmişti. Van Sant, tam yeni yolunu çizdi derken, klasik anlatımlı sinemasına Milk ile tekrar döndü. Restless de bunun uzantısı bağlı filmlerden biri olarak görülebilir. Belli ki Gus Van Sant, belli kalıplara girmeyi sevmediğinden arada sırada sinema tarzını değiştirebiliyor. Ancak böyle klişelere saplanarak ilerlemesi de, içler acısı maalesef. Belki sevimli bir film çıkarttı ama... Sadece o kadar. Cannes'ın ana yarışma bölümüne davet edilememesinin nedenlerinden biri de belki de buydu. Umarız yeni filminde daha yaratıcı bir yol seyreder.  


Filmin benim açımdan şaşırtıcı yanlarından biri Japon oyuncu Ryo Kase'nin harika ingilizcesiydi. Şahsen ben aksanlı İngilizce bekliyordum. Lakin çoğu Amerikalı'dan daha iyi İngilizce konuşuyordu. 




Filmin daha çok kostüm ve sanat yönetimiyle önplana çıkıyor. Kullanılan kıyafetler gerçekten de çok güzeller, bir nevi sizlere ufak çaplı bir defile sunuyorlar gibi. Sanat yönetimi de son derece incelikli olmuş. Dikkat edilmesi halinde inanılmaz detaylar yakalayabiliyorsunuz. 


Sonuç olarak senaryosu, yönetimi ve görüntüleriyle klişenin ötesine geçemese de, kostüm ve sanat yönetimi açısından izlenebilir bir film. Çok vaktiniz varsa, ya da acıklı ve sevimli bir aşk hikayesine kollarınızı açabilirsiniz. Ancak sadece bu kadar... Daha fazlasını istiyorsanız bu film size göre olmayabilir...


not: Film jeneriği sonunda filmin Dennis Hopper'a adanmış olması da ayrı bir duygulandırıyor insanı.



Hiç yorum yok: