Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

9 Ocak 2012 Pazartesi

Noviembre (2003)



İnsanlar gençliklerinde her şeyi başaracaklarını düşünürler. Bu yüzden de her türlü fırsatı değerlendirmeye çalışırlar. Akıllarına gelebilecek uçuk kaçık ne varsa denerler. Ne de olsa dünyaya bir kez gelmişlerdir. Onları yenebilecek kimse yoktur. Buna delikanlılık denir belki de. 


İspanya'da sanatın iç içe olduğu şehirlerden birinde Madrid'te bir grup gencin amatörce yaptığı gösteri sanatlarına tanık oluyoruz. Öyle ki o kadar başarılı oluyorlar ki, bir filme konuk oluyorlar. Bu da onların yaşamlarına göz atmak için bir neden oluyor. 




Hemen ilerleyelim ve filmin konusuna bir göz atalım. Alfredo isimli bir gencin önderliğinde sokaklarda doğaçlama tiyatro gösterileri yapan bir grubun hikayesine tanıklık ediyoruz. Her gösteri birbirinden anarşist ve kendine özgü bir üslupta oluyor. Çünkü gösterilerinden para kazanma kaygısı yok. Kendilerini rahatlatırken, bir yandan da insanları etkilemeye çalışıyorlar. Sistemi eleştirdiklerini var sayıyorlar. Bu yüzden de her türlü izni görmezden geliyor. Birbirinden farklı kostümlü bu gösteriler, bir süre sonra polis ve üst makamların tepkisini çekiyor. Bu yüzden de trajik anlar ortaya çıkıyor. Bir anlamda şovun hikayesi gözler önüne seriliyor




Film klasik anlatımı tercih etmiyor. Bu yüzden de üç farklı yoldan ilerliyoruz. Örneğin ilk planda olayın gerçek karakterleriyle röportajların olduğu kısım yer alıyor. Bu kısımda bir nevi belgesel izlenimi veren film, zaman zaman bu belgeselden kareler koyarak olayın gerçekçi yapısını seyircilerin yüzüne vurmak istiyor. 


İkinci yol dediğimiz yol, klasik film anlatımı denilebilir. Oyuncuların olduğu, hayattan kısa kısa kesitler sunan, bu grubun iç dinamiklerini bizlere sunan bir bölüm denilebilir. Tabii ne kadar klasik desek de, bazen hiç beklenmeyecek görsellik denemelerine rastlıyoruz. Örneğin bir kadın ve erkeğin seviştikten sonraki uyku halleri malum farklı olabilir. Ancak bu estetik anlayışında bu farklı anlar sıçramalı kurguyla art arda veriliyor. Üstelik başka bir diyalog üstüne bindirilerek... Bu ve bunun gibi denemeler filmin içinde varlığını sürdürüyor. 




Üçüncü diyebileceğimiz kısım da. gösterilerin gerçekleştiği anlar... Bu anlar bir nevi amatör kameranın çektiği gibi, olabildiğinde rahatsız edici, sallantılı, zoomlar içeren bir teknikle resmediliyor. Madrid sokaklarında belki de bir filmin içinde olduğunu bilmeyen insanların tepkilerini içeriyor film. Böylece son derece doğal oyunculuklara rastlıyoruz. 


Bu gösteriler de kendi başlarına ayrı bir görselliğe sahipler. Örneğin yeri geldiğinde teatral bir mizaca bürünen şovlar, zaman zaman sürreal hikayelerin sunulduğu bir gösteriye dönüşüyor. Örneğin şeytan gibi kıpkırmızı boyanmış oyuncular etrafta tüylerden oluşan donlarıyla insanlara saldırıyorlar. Bunun dışında İsa'nın çarmıha gerilişini kendi üsluplarınca yorumluyorlar. Bir diğeri ise belki de filmdeki en sevdiğim sahne olarak tanımlayabileceğim metronun içindeki punkçı kıyafetlerine bürünmüş, yüzlerinde makyajlarla etrafa deli zırvası gelen hareketlerini gerçekleştirmeleri... 




Filmin ana karakteri Alfredo, hayatın çaresizliğinin içinde kendini evlatlık bir çocuk olarak gördüğünden, gerçek ailesi olarak bu tiyatro grubunu görüyor. Bu yüzden de onun için mücadele ediyor. Tabii işler kanunun girmesiyle çığrından çıktığında işte o ana Noviembre diyorlar. Çünkü bu olayların sembolü bu ay oluyor. Dünyayı değiştirmek isteyen bu adam, deli dolu gençliği son derece iyi yansıtıyor. Kim bunu yapmak istemez ki gençken?


Sonuç olarak kendi içinde radikal teknikleriyle önplana çıkan, bu son derece ilginç film, her izleyici kitlesine hitap etmeyebilir. Ancak efektlerin olmadığı, yaratıcı olan, hatta gerçek olan bir film arıyorsanız bu film sizin için. Gerçekliğin tiyatroya büründüğü bu film, yeni keşiflere açık seyirciler için hazine değerinde olabilir...




Hiç yorum yok: