Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

28 Şubat 2012 Salı

30 Minutes or Less (2011)



Son yıllarda Hollywood'un konu sıkıntısı çektiği aşikar. Bu yüzden de yeni bir tür ortaya çıkardılar komedide. Aksiyona dayalı komedi diye özetlenebilir. Aslında kimi kimseler o tür vardı diyebilir. Vardı belki ama yeniden hortlattılar. Eski bir türün yeni bir şekilde seyirciye ısıtılıp sunulması denilebilir. 


Peki bu tip aksiyonların genel özelliği nedir? Bir grup genç vardır. Olağanca sorunludurlar. Ya hayatları kafaları dumanlı gezen tiplerdir, ya da işleri her anında ters gitmektedir. İşte bu gençler, bir anda sudan sebeplerle belaya bulaşırlar. Sonunda koşuşturmaca dolu anlar, gereksiz espriler ve kahramanlaşan ezik gençler...




Bu tip filmlere çabuk tüketilebilir filmler denilebilir. Ya da daha farklı bir isimle fast food filmler kalıbı oturtulabilir. Genelde çabuk unutulurlar. İzlenen filmin akıllarda kalıcılığı anlık eğlence amaçlıdır. Bu yüzden de etkisi altında kalmanız mümkün değildir. Eskiden popcorn filmler gibi bir tabir vardı. Eğlenceli gişe filmlerine bu tip bir isim verilirdi. Ancak zamanla bu tabir yok oldu. Çünkü o filmlerin bile içeriği vardı. İçleri boşaldı, fast food oldular. 


Kendi mantığını olabildiğince basit tutan bu filmlerde, anlık karaların sonuçlarının neler olacağı tartışılır hep. Buna göre davranılır. Filmlerden referanslar verilir. Ancak bunlara rağmen filmin içeriği olabildiğince boştur. Bu yüzden de hiç bir zaman tatmin olamazsınız. 




İşte o filmlerden biri de 30 Minutes or Less... Kısaca konusuna değinirsem: Nick ve Chet iyi arkadaşlardır. Nick hayattan istediği şeyi alamamıştır. Pizzacı çocuktur ve daha ötesi olamadığı gibi, kendi işinde de iyi değildir. Çünkü her seferinde geç kalır. Bu yüzden de 30 dakikada getiremediğinden bedavaya mal olur. Filmin adının da buradan geldiğini söyleyebiliriz. Nick'in kız arkadaşı Kate ise Chet'in kardeşidir. Ancak Nick bunu Chet'ten saklar. Ancak bir gün işlerin ters gitmesi sonucunda bu iki arkadaş kavga ederler ve hayatları boyunca birbirlerine yaptıkları pislikleri söylerler. Bunun sonucunda küserler. Bu sırada işsiz güçsüz iki adam olan Dwayne ve Travis, babasının parasına konmak için plan yapar. Plana göre bir kiralık katil tutacaklar ve onun parasını ödetmek üzere birkaç salağı kullanacaklardır. Bu plana sadık kalarak Nick ve Chet'i kullanırlar. Buna göre Nick, 10 saat içinde 100.000 dolar bulmalıdır. Yoksa üzerine bağlanan bomba patlayacaktır. Buna göre Nick nerede yasa dışı şey varsa yapmaya başlar. Ancak işler bilindiği gibi pek rast gitmeyecektir. 




Durum komedisi denilebilecek bir türe girebilir film belki. Ama yine de fast food film olmasına engel değil maalesef. Buna göre vasat oyunculuklar, abartılı hareketlerle beraber, izlenmesi belli bir süre sonra sıkan, ancak yine de kısa süresinden dolayı tahammül edilebilen filmler sınıfına giriyor. 


Filmin ağır toplarını Amerika'da çok sevilen Jesse Eisenberg ve Aziz Ansari oluşturuyor. Belli ki kısa sürede ne tüketilebilir formülünü iyi uygulayan bir film. Bu açıdan bakarsak, daha iyi örnekleri olsa da; en azından şuursuz romantik komeilerden daha öteye gidebilen bir film denilebilir. Hollywood son yıllarda çok başarısız işlere imza atıyor. Belki de bunun tüketim toplumuyla ilişkilendirmek doğru olacaktır. 




Sonuç olarak pek bir şey vaat etmeyen, bildiğimiz hikayede bir filmle karşı karşıyayız. Filmin tek artısı kısa süresi, bunun dışında gereksiz argo kullanımı ve konusuzluğuyla itici bir proje olmuş kendisi. Çöp film severlere tavsiye ederim. Aksi takdirde uzak durun.



Chet: Okay, what if we saw off both of your arms, slip the vest over your head, than go to the hospital, they'll re-attach your arms. We'll just keep your arms on ice the whole time. 
Nick: Fuck that! 
Chet: I don't know what to do, man. All these sites have different shit. There's not a lot of consensus in the bomb disarming community. What did they do in the Hurt Locker?




 

Hiç yorum yok: