Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

29 Kasım 2011 Salı

Faces in the Crowd


Hayatında planlarını yapmış bir kadını düşünün. Arkadaşlarıyla kız geceleri yapıp, felekten günler çalarken, bir yandan sevgilisiyle aynı evde yaşıyor. Bu tip bir kadının hayali, her halde evlilik olur. Ne de ols mutlu sonlar hep böyle biter öyle değil mi? Efendim? Öyle değil evet!


Milla Jovovich'in son filmlerinden biri olan Faces in the Crowd, Amerika'da vizyona girmeden doğrudan video piyasasına düştü. Tabii Avrupa'daki ülkelerin bazılarında vizyon gördü. Bunlardan biri de biziz. Topla filmin vizyon görmesini beklerken, gidiyorlar video filmlerini ülkemizde vizyona sokuyorlar. O da hayret verici bir olay gerçekten.


Neyse konumuza geri dönersek; Anna dediğim gibi hali vakti yerinde bir kız. Sevgilisi Vegas'a yıl dönümlerini kutlamak adına çağırıyor. Belki de orada evlilik teklif edecek ona. Böylece istediği son gerçekleşecek. Çoluk, çocuk vesayreler olacak. Tabii aksilik ya bu, kaldırımlardan birinde çalışma var, girilmez tabelasına dikkat etmeden kaldırımda yürürken, bir bakıyor. Bir çift, plastik inşaat perdeleriyle örtülü kısımda sevişiyorlar. Ancak birkaç saniye sonra kızın kanlar içinde yere düşmesinden sonra, aslında bunun gazetelerde adı geçen kadın katilinin işi olduğunu fark ediyor. Tam o sırada da sevgilisi telefonla arayınca, boğuşmalar vesayreler, Anna, başını vurarak suya düşüyor. O andan sonra beynindeki hasar sonucu insanların yüzlerini sürekli farklılaşmış olarak görüyor. Acaba katil yanı başında biri mi olacak? gibi söylemle filmin konusunu özetleyebiliriz.


Bu tekinsizlik ortamı, filmin belki de en büyük kozu. Çünkü ana karakterimiz, kendisinin aynada yansıması dahil, kimseyi tanımıyor. Yüzler sürekli değişiyor. Bu yüzden de ses tonları dışında farklı aktör ve aktrisleri görme şansı yakalıyoruz. Bu yönüyle seyirciyle bir nevi akıl oyunları oynuyor film.


Filmin bir diğer kozu ise filmin sözde şaşırtıcı finali denilebilir. Sözde diyorum çünkü katilin kim olduğunu, dikkatli olursanız, zorlanmadan çözebiliyorsunuz. Ancak dikkati çabuk dağılan izleyiciler şanslılar çünkü böyle durumda filmden daha fazla keyif alabilirsiniz. Tabii filmin yüzleri değiştiren esprisi fazla kullanıldığında da sıkabiliyor. Bu yüzden filmin olumsuz yanları olarak bunu not edebiliriz.


Bazı anlarda da özellikle ayrıntılar göze sokulmak istenmiş gibi görünüyor. Örneğin şampanya sevmeyen bir kadına sürekli şampanya verilerek, gerilim yaratma çabası... Top sakallı detektifin sakallarını durup dururken keserek filmde gereksiz aksiyon olmasını sağlamak gibi, filmin kendi içindeki mantığına uymayan ama ortalama seyircinin seveceği numaralara kalkışılmış.


Oyunculara baktığımızda Milla Jovovich'in son dönemlerinde sıkça seçtiği tek tabanca kadın karakterleri, hafif kabak tadı vermeye başladı. Çünkü karakterlerine maalesef farklılık katamıyor. Sanki aynı karakteri, farklı zamanlarda, farklı insanlarla tekrar izliyor gibiyiz. Nip Tuck'ın hayran kitlesi hiç de az olmayan oyuncu Julien McMohan ise yüzü en çok görünen ikinci karakter olsa gerek ki, varlığını az da olsa hissediyorsunuz.


Bir diğer dikkat çeken oyuncu ise sahnelerin karga sesli şarkıcısı, tabii bir anlamda da kült oyuncusu Marianne Faithfull, filmdeki yol gösterici bilge kadın rolüyle renk katıyor. Tabii daha ötesini söyleyemiyoruz. Çünkü kendi yüzüyle göründüğü süre neredeyse figüranların göründüğü süreye denk geliyor. Tabii sesine aşina insanlar için ses olarak daha akılda kalıcı olabilir kendisi.


Sonuç olarak bakıldığında tamam çok şey vaat etmiyor film. Zaman zaman kusurları da var. Ama vizyona giren onca çöp film düşünüldüğünde, bu film de direkt videoyu hak etmemiş doğrusu. Sinemada izlediğimizde çok da sırıtmazdı. Bu vasat filmi, denediği ilginç numaralar için izleyebilirsiniz. Kimbilir belki de sizlere ilham verir.




Hiç yorum yok: