Her gencin hayallerinde yaşayan bazı şeyler vardır. Özellikle de ergenlik çağlarında bazı fanteziler kurarlar. Bazısı uçmayı hayal eder, böylece basketbol takımının değişilmez oyuncusu olacaktır. Ya da görünmez olup, kızları dikizlemeyi ister. Bunun gibi bir çok örnek olabilir.
İşte o fantezilerden biri de bu filme konu oluyor. Zapped!, bizlere nesnelerin hareket ettirdiğimiz bir dünya sunuyor. Böylece kılımızı kıpırdatmadan yapacağımız işlerin olabileceğini, hatta bu özellik sayesinde çok para kazanabileceğimizi bizlere göstermeye çalışıyor.
O halde filmin konusunu hemen özetleyelim. Barney, okulun inek öğrencisidir. Bilimsel deneyleriyle öğretmenleri onun okula kazandıracağı başarıları hesaplamaktadırlar. Ancak o kadar zeki bir çocuk olmasının yanında sosyalleşme konusunda negatif bir elektriğe sahip biridir. Çünkü adı üstünde o bir inektir! Tabii onun haşarı da bir arkadaşı vardır. Peyton isimli bu delikanlıda da her tür üçkağıt vardır. Okul gazetesinde fotoğrafçılık yapıyordur. Barney'in çalıştığı laboratuarda bir kaza sonucu, deney tüplerinden birinin içine Jack Daniel's dökülür. Bunun üzerine bir anda formülü değişen madde, insanlara telekinezi gücü vermektedir. Bu yolla objeleri hareket ettirebiliyorsunuzdur. Peyton ve Barney, bu gücü kendi çıkarları için kullanmaya başlarlar. Şeklinde filmin özeti yapılabilir.
Bilindiği üzere 80li yıllarda daha çok yapılan gençlik filmlerinde çokça bu konuya rastlamak mümkündü. Ne de olsa kayıp kuşağın doğduğu yıllardan bahsediyoruz. Asi gençlerin her şeyi yapmaya cesareti vardı. Bu da o tür fantezinin örneği film. Nitekim bu gençlik fantezileri, bolca hormonların tavana vurduğu fanteziler içeriyordu. Ki hala o tip şeylerin olduğu aşikar. Sadece 80ler bu tür fanteziler için daha uygundu.
Peyton, arkadaşı Barney'i bu yol sayesinde kullanmaya başlar. Örneğin okulun popüler kızını tavlamak için, belalı sevgisini dövebilmek ve kumardan para kazanmak için bir nevi şahsına ayırtır. Ancak Barney her şeye rağmen değerleri olan bir çocuktur. Bu yüzden çok fazla ileri gitmek istemez.
Gerçi kendi istekleri de az değildir. Örneğin bu güç sayesinde okulun inek kızlarından biriyle aşk yaşamaya başlar. Buna ek olarak okulun başarısız baseball takımında bir kahraman olmak için ve eğlenmek için bu gücünü bolca kullanır. Ancak sevgilisi ile en iyi arkadaşı arasında kalınca ne yapacağını şaşırır. Bu aşamada "gerçek aşk" ve "gerçek dostluk" kavramları önplana çıkar. Ne de olsa bu tip konular, dönemin en popüler konularıdır.
Bunun dışında popüler kızların, gelecek vaat eden erkeklerle birlikte olma sevdasına derinden eleştiriler yapan film, aynı zamanda klasik sisteme karşı davranışlarını tüm cüretkarlığı ile sergiler. Bu cüretkarlık derken, gücünü kızların göğüslerini görmek için kullanan Barney, bir nevi gençlik fantezilerinin gerçekleştirilmesini resmeder. Filmdeki bu cinsel soslu komedi anlayışı, sadece öğrenciler için değildir. Okulun öğretmenleri de sürekli bu kafada çalışırlar. Ne de olsa filmin yönetmeni de bu tür fantezilerle büyümüştür.
Herkesin hedefleri farklıdır. Ergen erkekler bir kadınla yatma fantezisi kurarken, bir fare de kocaman parça peynir fantezisi kurar. Bir nevi bunu da ima eden film, zaman zaman dönemin en büyük travmalarına da değinir. Örneğin Barney'in sürekli eve yorgun gelmesi, bunun yanı sıra az uyuması ve yemek yememesi, ailenin oğlundan şüphelenmesini sağlar. Bir sahnede oğullarını kıstırırlar ve kollarına bakarlar. O dönemin en büyük korkularından biri olan uyuşturucu kullanan gençliğine de bir gönderme yapılmıştır. Zaten o dindar ailelerin en büyük korkusu da bu yoldan çıkma olayıdır.
Filmin geneline yayılan absürt üslup filmin sonuna kadar hakim oluyor. Bu tip bir üslup sayesinde bel altı espriler de kaçınılmaz oluyor doğal olarak. Bir de özel güçlerin kullanılmasından dolayı uçuşan cisimlere yeterince film içinde tepki verilmez. Bu dönemin ne kadar karışık bir dönem olduğunun resmidir bu. Her şey olabilir mantığı ile doğal hissedilir her şey. Ne de olsa en başarılı uzaylı filmleri de bu dönemde yapılmamış mıdır?
Bu arada filmin en büyük kozunun başrol oyuncuları olan Scott Baio ve Wllie Aames olduğunu söylemek gerekiyor. Çünkü onları çok popüler bir diziden tanıyoruz. Ülkemizde Charles İş Başında adıyla gösterilen, Charles in Charge adlı dizinin başrol oyuncusu olan Baio ve aynı dizide Charles'ın en iyi arkadaşını oynayan Aames, bir nevi popüler oyuncular olarak filmi sırtlayan isimlerdir.
Filmin finalinin de sürpriz olduğunu söylemek lazım. Bu tip filmlerin genelde aynı klişeye düşmelerine rağmen, devamlı yapılan bir klişeyi, bu film tam tersine çevirerek bir nevi farklılık yaratmayı başarıyor. Hatta bu filmden sonra devam filmi de yapılan film, döneminin başarılı gençlik filmlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz.
Siz de gençlik fantezilerinize yenik düşmek isterseniz. Bu filme bir göz atın...
Robert Wolcott: Ready buddy?
Peyton Nichols: Ready Freddie!
Robert Wolcott: Don't you ever call me that. Call me that again, and I'll kill you!
1 yorum:
İşte film budur.80ler ve Scott Baio.
Yorum Gönder