Filmin adından da yola çıkarsak, filmin isminden ironi yaratılmaya çalışılmış. "Another Happy Day", Başka Mutlu bir Gün... Buradan da anlayacağınız üzere aslında film, isminin tam tersi zıtlıklar yaşıyor. Aslında başka boktan bir gün demek istiyor. Tabii ki kibarlığından nasılsın sorusuna iyiyim sen nasılsın cevabını veriyor.
Ellen Barkin'in oynadığı Lynn karakteri, biraz acılı, biraz da sorumsuz bir anne sayılabilir. Her çocuğunda problem var. Uyuşturucu bağımlısı, espritüel oğlu Elliot ve sessiz, otizm belirtileri olan utangaç kardeş Ben ile Lynn, küçüklüğünden beri yanında olmadığı büyük oğlunun evlilik törenine gitmek üzere, Lynn'in annesi ve babasının evinde toplanırlar. Bu düğün arifesinde ailenin diğer fertleri, kardeşler ve onların kocaları, karıları da gelecektir. Ancak bu aile fertleri, Lynn ve acınacak derecedeki çocuklarıyla dalga geçmeyi tercih eder. Tabii bu kişilerin üstüne intihar meyillisi abla Alice ve Lynn'e zamanında şiddet uygulamış olan eski kocası Paul ile Demi Moore'un oynadığı titiz ve kontrol manyağı Paul'un karısı da gelir. Tabii bu kadarı pek karışık gelmediyse, bir de Lynn'in şu anki kocası gelir. Artı ailelerin çocukları da cabası... Bu karmaşık ve sorunlu düğün arifesi, karakterlerin birbirleriyle yüzleşmesiyle iyice içinde çıkılmaz ironik bir hal alacaktır.
Bir nevi karakter draması diyebileceğimiz film, öyle böyle değil, bayağı ağır bir drama... İnsanların bir nevi sorunlarının çarpışması diyerek de hafife indirgemek istemiyorum ama ciddi bir çatışma var filmin içinde.
Zaten filmin mizah yönünü ortaya çıkardan karakter de uyuşturucu bağımlısı Elliot... Olaylara ağlanacak halimize gülüyoruz şeklinde yaklaşan Elliot, sivri dili ve zaman zaman çok yerine oturan esprileri ile, bir nevi filmin ağır dramasını yumuşatmak adına elinden geleni yapıyor. Üstelik başarılı da oluyor. Dedesinden aldığı morfin benzeri uyuşturucu maddelerle kafayı öyle buluyor ki, sabahları eti benzi çekilmiş olarak buluyor kendini. Mor bir suratı nasıl açıklayabilirsiniz ki? Bunun üzerine ailesinin makyaj malzemelerini kullanmak gerektiğinde de yakalanıyor ve ailenin maskarası oluyor.
Bu arada söylemeyi unuttum. Ailenin dedesi de öldü ölecek, bildiğiniz zamanını bekliyor. Ağır hasta durumda. Her şeyi görmezden gelen büyükanne ise Lynn'in hesap sormasına rastlayınca, her zaman yaptığı işi, yani kafasını başka yöne çevirmeye çalışıyor.
Lynn bir nevi sadece dikkate alınmak istiyor. Zamanında çektiği acılara destek olunmasını istiyor. Ancak aile kesinlikle bu desteği vermeye yanaşmıyor. Bu da yetmezmiş gibi, eski kocasının karısıyla didişmeden bir an bile geçiremiyor. Hatta zamanı geldiğinde birebir kavga ediyor. Üstelik en büyük oğlunu da bu kadının yetiştirmiş olması ve bu oğlanın aralarında en sorunsuz çocuk olması, kendi anneliğini sorgulamasına neden oluyor.
Geçmişin getirdiği karanlık atmosfer, filmin geneline yansıyor. En neşeli kısımlarda bile, karanlığın nefesini hissetmenize neden oluyor. Neredeyse tam olarak mutlu olan hiç bir karakter yok filmde. Sadece kendilerini kandırıyorlar.
Mükemmel oyunculukları, sağlam dramatik yapısı, kendine özgü kara mizahıyla "Another Happy Day", bazı izleyiciler için ağır kaçabilir. Fakat çok sağlam bir bağımsız olduğu gerçeğini değiştirmiyor bu. Bana kalırsa bu seneki ödüllerde en azından oyunculuk ödüllerinde adaylıklar almalıdır. Özellikle Ellen Barkin, bildiğiniz döktürüyor.
Tabii bu filmi izlemek için de bir başka neden, yıldızlarla dolu kadrosu; Ellen Barkin, Demi Moore, Kate Bosworth, Ellen Burstyn, Thomas Haden Church, Ezra Miller...
Bu sağlam dramayı şiddetle tavsiye ederim. Zaten içindeki duygusal şiddeti kendi gözlerinizle hissedeceksiniz...