Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

11 Ekim 2011 Salı

Find Me Guilty (2006)



Mahkeme filmlerini sever misiniz? Kimileri sever, kimileri ise sıkıcı bulur. Ben sevenlerin tarafındayım. O savunmalar olsun, iddianameler olsun hep ilgi çekici gelir bana. Bilhassa Amerikan filmlerindekiler... Yok, yok yanlış anlamayın beni. Avukat olmak istemiyorum. Sinemada güzel duran bir konsept olduğuna inanıyorum sadece. 


Sidney Lumet de öyle düşünmüş olsa gerek ki, bu filmi çekmiş. Üstelik sinemada çok sık görülmeyen bir şekilde, yarı komedi tarzda bir mahkeme filmi yapmış. Malum mahkemeler ciddi yerlerdir ve bu tip temalar çok da rastlanmaz. Film tamamiyle komedi filmi olsa belki de rastlanabilirdi. Fakat Find Me Guilty, öyle bir film değil. 




Konumuza gelirsek; kısaca geçmek istiyorum. Jackie, uyuşturucu ticareti yüzünden otuz yıla mahkum oluyor. Bir süre sonra diğer aile üyelerini de çeşitli suçlardan suçlamaları üzerine mahkemeye gidiliyor. Herkesin ayrı avukatı var. Bu yüzden mahkeme salonuna bile sığmakta güçlük çekiyorlar. Filmimiz işte o mahkeme sürecini işliyor. 


Bir yandan birbiriyle çekişen İtalyan aile üyeleri, diğer yandan da Jackie ile uğraşan savcının didişmesi... Filmi ilginç kılan kısımda bu anda ortaya çıkıyor işte. Jackie, daha önceki mahkemesinde, basit bir suçtan 30 yıl mahkum olmasının faturasını avukatına kestiği için, mahkeme boyunca kendi avukatlığını kendi üstleniyor. Bunun üzerine mahkemede Jackie'nin stand - up komedisine şahit oluyoruz. Çünkü kendi açık yürekliliğiyle sokak dilini tercih ediyor. Ne de olsa avukat dilini kullanabilecek eğitimi almamış. 




Bu İtalyan adamların belli ki, mafyamtrak bir hayatları var ve suç her zaman yanlarında gibi gözüküyor. Ne de olsa İtalyanlar öyle değil mi? İşte bu önyargıyı kaldırmayı açıklayan bir film karşımıza çıkıyor. İnsanların belli başlı önyargılarını kırmayı hedefliyor. İlle İtalyansın diye mafya olacaksın diye bir kanun yoktur diyor. 


Vin Diesel normalde kaslarını kullanarak filmlerde oynayan bir karakterdir. Ancak bu filmde oyunculuğunu konuşturmaya çalışıyor. Üstelik fena da sayılmaz. Gerçi aksan konusunda sorunları var. Ancak o da olsun artık. Ne de olsa böyle drama tipi filmlerde oynamaya alışkın olmayan bir aktörden bahsediyoruz. 




Filmin açık ara en iyi oyuncusu konumunda avukat Ben karakteriyle Peter Dinklage var. İsmi yabancı geliyorsa, onu da hatırlatalım. Bu sıralar popüler olan Game of Thrones filmindeki cüce oyuncunun ta kendisi... Son derece karakterlerinin içine iyi giren bir oyuncu olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. 


Bunun dışında kurgusu biraz sorunlu filmin. Disolve (eritme) geçişler kullanılarak zamanın geçtiği havası verilmeye çalışılsa da, bu geçişler filme çok fazla televizyon havası vermiş. Bunun sonucunda da filme başlarken, ilk başta pek ısınamıyorsunuz. Eğer filme devam etmeye cesaret ederseniz filme alışıyorsunuz. 620 küsür gün süren mahkemenin içindeki çekişmeler, yer yer sıkıcı olsa da, bazı ayrıntılar yüzünüz gülmesine neden oluyor. Belki de filmi canlı kılan en büyük unsur, bu dönemde kullanılan bolca espri malzemesi...




Film bir yandan suç ve suçluları sorgularken, diğer yandan da aile olmanın önemini vurguluyor. İnsan dostlarının arkasında durmalıdır diyor. Sevdiğimiz insanlara güvenemezsek başka kime güvenebiliriz diyor. 


Komik anları, zaman zaman duygusal kısımlarıyla birleşince izlenebilir bir film halini alıyor Find Me Guilty. Özellikle mahkeme filmlerini seviyorsanız, bu filmi de deneyebilirsiniz. Böylece Vin Diesel'in oyunculuk denemesine tanıklık ederseniz, kaslarını kullanmadığı bir oyunculuğuna...






Giacomo 'Fat Jack' DiNorscio: Send me to jail. I'm not guilty, but I'm used to it. 





Hiç yorum yok: