Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

18 Ekim 2011 Salı

A Dangerous Method



Sigmund Freud... Carl Jung... Belki de yıllardır en çok merak edilen konulardan biridir. Bu ikilinin ilk başlarda öğrenci - öğretmen ilişkisi şeklinde gelişen akıl hocalığı seansları, zamanla birbirini çekemeyen iki insanın rekabetine dönüşüyor. Sonunda bu konuda sinemalarda yerini almış oldu. Hem de büyük usta Cronenberg'in elinden...


Şiddetin bir nevi tarihçesini yazan Cronenberg, bu şiddet turuna biraz ara veriyor ve cinselliğin hakim olduğu, bilinçaltı sularına giriyor. Şiddete ne kadar yok desek de, bilinçaltı şiddet kaçınılmaz durumda. Bu yüzden bu yeni sayılmayan, tanıdık sularda yüzmeye devam edelim. Ne de olsa Cronenberg sinemasına baktığımızda cinsellik ve şiddet iki önemli unsur olarak karşımıza çıkıyor. 




"A Dangerous Method", Jung Freud'un ilk olarak denediği psikoanaliz tekniğini, hayranlıkla bir hastasında denemeye başlar. Hastanın mazoşist cinsel eğilimleri vardır. Bu da onda içten içe kişilik bozukluğu yaratmaktadır. Bunun üzerine Jung, hastayı tedavi etmeye başlar. Ancak bu tedaviler sıklaştıkça, akıl hocalığı yapacak olan Freud'a çalışmaları sunmak ister. Bunun üzerine Freud, veliahtı ilan ettiği Jung'a tavsiyeler verir. Ta ki Jung, hastası Sabina Spielrein ile ilişkiye girene kadar. Bu mesleki olarak büyük bir hatadır. Bu işle uğraşan hiç kimse hastasıyla, doktor - hasta ilişkisi dışına çıkmamalıdır. Bu etik bozulduğu anda Freud ve Jung arasında çekişme başlar. 


Film aslında bir nevi bu iki ünlü simanın çekişmesine değinirken, bir yandan her tür sorunun cinsellik temelli olduğunu gözler önüne sermek istiyor gibi bir tavrı var. Yani bir nevi Freud'çu bir yaklaşımla filme yaklaşıyor. Bu açıdan cinsellik barındıran sahneler kaçınılmaz oluyor. Özellikle Keira Knightly'nin cesur sahneleri dikkat çekiyor. 




Michael Fassbender çok abartıya kaçmayan sade bir oyunculukla karakterini canlandırırken, Viggo Mortensen deyim yerindeyse ete kemiğe bürünüyor ve bir anda Freud'a dönüşüyor. Son derece inandırıcı bir performans ile bu sene Oscar'larda isminin geçmesi muhtemel durumda. 


Keira Knightly için ise aynı şeyleri söyleyemeyeceğim maalesef. Çünkü oynadığı karakterin kişilik sorunları olsa bile, gereğinden fazla abartılı oynuyor. Bu abartı bir süre sonra izleyicilerin filmden soğumasına neden oluyor. Çünkü sinemada mısınız, yoksa tiyatroda mısın belli olmuyor. Bana kalırsa biraz yanlış bir tercih olmuş. 




Bunun dışında film görsellik açısından pek zenginlik sunmuyor bizlere. Film daha çok diyaloglar ve karşılıklı atışma sahneleriyle ilerliyor. Bu açıdan da ne yazık ki film, iki boyutta kalıyor. Üçüncü boyuta geçmek pek mümkün olmuyor. 


Vincent Cassel ise filmde kısa ama akılda kalıcı bir performans sergiliyor. Hasta rolünde filme dahil olan karakteri Otto Gross, filmin bir nevi kilit karakteri oluyor. Şeytan rolüne büründüğünü de söyleyebiliriz. Ne de olsa Jung'u yoldan çıkartan kişi ta kendisi. Hastalıktan bir nevi yol gösterici akıl hocasına dönüşen seks bağımlısı Otto Gross, bir nevi filmin en izlenesi anlarından biri...




Filmden çıktığınızda aklınızda kalan şey, filmin eli yüzü düzgün bir film olduğu... Ancak malum Cronenberg'in daha formda olduğu filmler de gördük. Bu yüzden film ortalamanın bir karış üstünden öteye gidemiyor. Nasıl söylenebilir bilmiyorum ama ben filmi daha çok başarılı bir İngiliz dönem romanı uyarlamasına benzetiyorum. Her şey kusursuz, fakat beklenen heyecanı yaratmıyor maalesef. İyi filmlikle kalıyor sadece. 


Sonuç olarak iyi oyunculuklar, sürükleyici bir konu fakat gösterişsiz bir anlatımla; A Dangerous Method sağlam ancak çok da insanları heyecanlandırmayan bir film olarak sinema tarihinde yerini alıyor.


Not: Bu arada belirtmeden edemeyeceğim, filmin afişi çok kötü...









Hiç yorum yok: