Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

16 Ekim 2011 Pazar

Another Earth



İnsanlar hatalar yaparlar. Kimileri her şeyin güzel gitmesine kapılır ve devamının da aynı gideceğine inanır. Kimileri ise şanslarını kendileri yaratmaya çalışır. Ancak şimdi anlatacağımız hikaye ilki hakkında. Her şeyin iyi gideceğini zanneden kişiler hakkında... Belki de gitmez ve hayatınız ani bir olayla tam tersine döner. İşte Another Earth de bunu sorguluyor. 


Rhoda, MiT üniversitesine kabul edilmiş zeki bir genç kızdır. Hayat onun için çok güzeldir. Bu yüzden de partilerde eğlenir, zevkin sefanın içinde kendini dağıtır. Ne de olsa kötü ne olabilirdir ki? Ancak bir gün alkollü araba kullanırken, bir arabaya çarpar. Bunun sonucunda bir ailenin dağılmasına, üyelerinin bir kısmının ölümüne neden olur. O an Rhoda'nın hayatı alt üst olur. 




İşte filmimiz tam bu noktada başlıyor. Rhoda'nın hapisten çıkmasıyla beraber değişen hayata ayak uydurmaya çalışmasını izliyoruz. Tabii bu arada küçük bir ayrıntıyı unutuyorum. Dünya'ya yaklaşan bir gezegen vardır. O kadar yaklaşmıştır ki, şekli ve rengi ile gökyüzünde görülmektedir. Bu yüzden ismine Dünya 2 verilir. Bu dünyada yaşamın olduğu ortaya çıkınca, insanlar için ikinci bir şans olarak görülür. Belki de Rhoda için de...


Rhoda karakterini canlandıran Brit Marling, filmin aynı zamanda senaristi, rolünü yazarken belli ki kendi için yazmış. Rhoda'nın hapisten çıktıktan sonraki yalnızlığını son derece iyi yansıtıyor. Kalabalığın içindeki yalnızlık... Bu yüzden de hayatı bir kenara bırakıp, kafasını dağıtacak bir iş arıyor. Artık araba kafasını kullanacağı bir işe tahammül edemiyor. Bu yüzden de araba da kullanmıyor. Malum araba hayatını değiştiren bir simge konumunda. 




Tabii her suçlunun dönüp dolaşacağı yer, her zaman için suç mahallidir. Rhoda da aynı şeyi yapıyor. Tabii oraya gelen tek kişi kendisi de değil. Ailesini kaybeden adam da anmak amaçlı oraya gidiyor. Böylece Rhoda'nın af nöbetleri başlıyor. Son derece dramatizasyonu yüksek sahnelere tanık olurken, bir yandan da yalnızlığın verdiği boşluk duygusuna tanık oluyoruz. 


Filmin en dokunaklı sahnelerinden biri de, Rhoda'nın çalıştığı okuldaki hademelerden biri. Rhoda, hastanede onu ziyaret ettiğinde, neden kendime bunları yaptığımı biliyorsun diyor. İkisi de aslında bağışlanmanın peşinde. Bu yüzden de vicdan azabı ikisinin de içini kemirip duruyor. Kimi uzaklaştığı insanlardan kaçmak istiyor. Kimi duyularını sınırlandırıyor. Affedilmeyenlerin dünyasına tanık oluyoruz. 




Filmde drama öğeleri ön plana çıksa da, bir yandan da klasikleşmiş bilim kurgu, uzaylı filmlerinde de karşılaştığımız sahneler var. Sadece bu sahneler yan unsurları oluşturuyor bu filmde, ana hikaye dramadan kendini öne çıkartıyor. Atmosferi de ayak uydurunca, bu iki türün birleşmesiyle iyi bir ortaklık elde ediyor. Buradan çıkaracağımız en büyük ders, belki de sinemacıları serbest bıraktığımızda ne kadar iyi filmler yapacakları... Ne de olsa stüdyo işleri bir süre sonra yaratıcılığını yitiriyor. Burada bağımsız ruhun borusu ötüyor. 


Diğer yönüyle paralel evren teorisine de değinen film, sürpriz finaliyle de seyirciyi tatmin etmeyi beceriyor. Pişman olduğunuz kişileri tanıdıkça, aslında o insanları sevdiğinizi fark ediyorsunuz. Suçlu diyerek önyargılarla donattığınız beyninizi, bilmediğiniz kapılara açınca, suçlu gördüğünüz kişilerin sizden farkı olmadığını fark ediyorsunuz. İşte film aslında bunu anlatıyor. 




Bunun dışında filmin bazı handikapları da yok değil. Örneğin görüntü yönetmeninin, aynı zamanda filmin yönetmeni olması, bazı teknik aksaklıkları beraberinde getirmiş. Örneğin kötü zoomlar, tuhaf kadrajlar ve amatör ışıklandırmalar ilk anda göze çarpan özelliklerden sadece bazıları... İyi bir görüntü yönetmeniyle film, çok daha fazla kitleye hitap edebilirmiş bence. Bunun yanı sıra belki de dağıtım ağını bu sayede çoğaltabilirmiş. Artık sonraki filmlere...


Kısaca filmi tanımlarsak; iyi bir senaryo, iyi oyunculuklar ve tuhaf çekimler diyebiliriz. 


Bu senenin en iyi bağımsızlarından biri diyebiliriz gönül rahatlığıyla. Her sene böyle bilim kurgu soslu bağımsızlar iyiden iyiye alışkanlık yapmaya başladı. Vizyona Türkiye'de girer mi bilinmez, izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. 







Hiç yorum yok: