Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

12 Ekim 2011 Çarşamba

Cherry Tree Lane


İnsanlar küçük hesaplarının peşinde koşmayı severler. Bu küçük sorunları ancak büyük sorunlar ortaya çıktığında  unuturlar. Cherry Lane'de de akıllarına gelmeyecek bir olay sonrasında ne yapacaklarını şaşırıyorlar. 


Konusuna kısaca değinirsek; Michael ve Christine, kendilerinde hayatlarını yaşayan bir karı kocadır. İkisi de çalışan insanlar olduklarından, hali vakti yerindedir. Bir de oğulları vardır. Karı koca akşam yemeğinde birbirleriyle konuşurlarken, bir anda zil çalar ve eve davetsiz misafirler gelirler. Eve giren bir grup genç, karı kocayı rehin alırlar. Bantlarlar ve beklemeye başlarlar. Bekledikleri kişi, ailenin oğlundan başkası değildir. 


İngiltere'nin sorunlu gençleri üzerine tonla film yapılsa da, yapılmaya devam edilecek gibi gözüküyor. Oradaki aile yapısından mı kaynaklanıyor, yoksa şiddete fazla mı eğilimliler, ya da haddinden fazla mı uyuşturucu kullanıyorlar bilinmez. Devamlı şiddet peşinde koşan gençlere tanık oluyoruz. Bu filmde de onlardan bulunmakta...


Rian isimli genç bir nevi baskın yapan grubun lideri konumunda bulunuyor. Diğer iki gence emirler yağdırıp duruyor. Malum o dönemdeki kendini gösterme, diğerlerinden üstün olma gibi gençlik travmalarının ortasındalar. Rain karakteri, devamlı aileyi tehdit etmekle meşgul, şiddete meyilli ve kurbanlarına tecavüz edecek kadar zalim bir kişilik...


Asad ise kötü çocukların kurallarına hakim, ailesi tarafından sorunlu, ancak Rain'e göre daha iyi niyetli birisi... Kimseye zarar vermek istemiyor temelinde, ancak Rain'in etkisi altında kaldığından  karşı da çıkamıyor ona. Rehinelerden Michael ile bağ kurmaya çalışıyor. Hayatından bahsediyor. Rain'ın sınırlarının olması gerektiğini söylüyor. Ancak Rain'ın bir serseri mayın olduğundan durduramayacağını ima ediyor. 


İngiliz gençlerinin umursamaz tavırları, bu ev baskınında bir nevi partiye dönüşüyor. Baskına uğrayan aile can pazarının içinde ne yapacağını düşünürken, bu gençler çok rahatlar. Hatta yaptıklarından keyif alıyorlar gibi. 


Sokak kanunlarına göre, hata yapanın cezalandırıldığı bir dünyanın içindeyiz. Bu dünyada kuralları güçlü olan taraf koyar. Bu yüzden de bu gençler güçlü olan taraf olmak için her şeyi yapıyorlar. Burjuvazi düzeni ayaklarının altına almak istiyorlar. Bu yüzden şiddet onlar için ilahi adalet demek oluyor. 


Film tek bir mekanda ve hatta, tek bir odada geçiyor neredeyse. Diyaloglarla ve rehinelerin çaresizliklerine odaklanıyor. Masum insanların hayatları tehlikeye girdiğinde ne kadar vahşileşebileceğini göstermeye çalışıyor. Ancak bir noktada sınıfta kalıyor. Çünkü filmin senaryosu yazılırken, sadece olay tasarlanmış. Ancak bir final ya da sonuç hesaplanmamış gibi. Çünkü filmin sonu hiç tatmin edici değil. Hatta filmin sonunu bir nevi seyirciye bırakıyor gibi. Tabii devam filmi için açık kapı aralamadılarsa... 


Genel olarak film akıcılığını, rahatsız ediciliğine borçlu diyebiliriz. Gerek gösterdiği, gerekse göstermediği unsurlarla film bilindik ev baskını filmleri kalıplarını aşamıyor. Bu yüzden de insanı çok fazla etkileyemiyor. Kısa süresi belki yerinde bir tercih olmuş ama yine de film biraz acemice kotarılmış. Hedefi tam olarak anlaşılamıyor. Sanki sadece şiddet filmi olsun der gibi. 


Kusura bakmasın yönetmen ama bu tip filmlerden tonlarca mevcut sinema çöplüğünde... 






Hiç yorum yok: