Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

11 Ekim 2011 Salı

Sleeping Beauty



Küçüklüğümüzde dinlediğimiz ilk hikayeler masallardır. Onların dersleriyle, hareketleriyle, yaşadıklarıyla büyümeye başlarız. Uyuyan güzel de o masallardan biriydi. Bitmek bilmeyen bir uykuya hapsedilmiş bir krallığı anlatıyordu. Ta ki prens gelip, kızı öpücüğü ile uyandırana dek... 


O günlerden bu günlere çok zaman geçti. Masallar o eski masumiyetlerini kaybettiler. Hepsi gün geçtikçe karanlıklaşmaya, gerçek üstü havasından gerçekliğe adım atmaya başladı. Sleeping Beauty de bu gerçekliğe sıradışı bir şekilde dahil oluyor. 


Son dönemde sıkça rastladığımız klasik masalların karanlıklaştırma operasyonuna uyuyan güzel de dahil oldu. Üstelik öyle böyle değil, bayağı bir cesurca dahil oldu. İsterseniz önce filmimizin konusuna değinelim, ardından masal ile arasındaki farklara bir göz atalım. 




Lucy, kendi halinde para kazanmak için her şeyi yapan bir kızdır. Bir gün deneylerde kobay olur, bir gün ofiste fotokopici olarak çalışır. Bir kafede garsonluk yapar. Çalışmadığı zamanlarda da okuluna gidip dersleriyle uğraşır. Zaman zaman da Birdmann isimli arkadaşını ziyarete gider. Kendine azıcık bile vakit ayıramadığı bir hayatı vardır. Sürekli para için çalışmak zorundadır. Arkadaşının evinde yaşamaktadır. Ancak arkadaşının, erkek arkadaşı sürekli Lucy ile uğraşarak, ondan kira ödemesini ister. Bu yüzden de Lucy sıkıntılıdır. Bir gün okul gazetesinde bir ilan görmesiyle hayatı bir anda değişmeye başlar. 


İlandaki yere gittiğinde Clara isimli kadın, iş hakkındaki ayrıntıları vermeden önce belli kuralları olduğunu ve her şeyin gizli kalması gerektiğini söyler. Lucy ise paranın dolgunluğunu öğrenince kabul eder. İlk aşamada iç çamaşırlarıyla bir davette içki servisi yapacaktır. Bu sıradışı parti, başlarda ona uzak gelse de, sadece içki servisi yaparak para kazanmak ona kolay gelmiştir. İkinci aşamada ise Clara, farklı bir iş önerir. Bu sefer özel bir uyuşturucu sayesinde uyuması sağlanacaktır. Bir odada müşterilere hizmet edecektir. Ancak bu süreç içerisinde uyuduğu için, sabah uyandığında olan bitenden kesinlikle haberi olmayacaktır. Kurallar içinde kesinlikle cinsel ilişki olmayacağına dair Clara söz verir. Bunun üzerine sıradışı yeni işine başlar Lucy...




Son derece karanlık bir tonu olan Sleeping Beauty, dikkatlice bakıldığında masalın serbest bir uyarlaması denilebilir. Benzer tarafları yok değildir ne de olsa. Örneğin masalda bir iğne yüzünden uyuyan prenses vardı, bu sefer prenses kadar güzel bir kız, uyuşturucu verilerek uyutuluyor. Her iki kız da onu bu hayattan kurtaracak prenslerini arıyorlar. Lucy, ilişkisi olduğu her erkeğe, tüm samimiyeti ile benimle evlenir misin diye sorarken, aslında kurtarıcım olur musun sorusunu soruyor. Bu soruya çoğu kişi olumlu yanıt vermezken, ona aşık olan Birdmann, sadece olumlu yanıt veriyor. Ancak Birdmann'ın masum tavrı ve temiz kalpli aşkına rağmen, yapabilecekleri sınırlı. Çünkü Birdmann hastadır ve fazla zamanı yoktur. Lucy'i sadece hayal etmekle yetinebilir. Lucy de bunun farkındadır. Ancak elinden de bir şey gelmez. 


Lucy, prensini ararken tüm seçenekleri değerlendirmekten çekinmez. Barlarda seks ararken dahi, içinde prensini bulurum ümidi vardır. Tabii bu isteğini kendi içinde saklamayı tercih eder. Bu duygusunu bastırmak adına her türlü uyuşturucuyu denemekten çekinmez. Belki bir uyuşturucu hayatını değiştirir diye düşünür. 




Lucy'nin en büyük yalnızlığı ise, ailesinden gelmektedir. Muhtemelen ailesi tarafından küçük yaşta terk edilmiş bir yavrucaktır. Annesi alkolik olduğu için uzun zaman önce onunla ilgilenmeyi bırakmıştır. Sadece kendi çıkarları adına kızına ulaşmayı seçer. Lucy ise anne sevgisinden yoksun büyüdüğü için, başka insanlarda anne figürünü arar. Örneğin bir otobüste giderken, elinde bir kadın dergisiyle uyuya kalan kadının yanına oturur. Ağzından akan salyasını, kendi kıyafetinin koluyla temizler. Anne sevgisine hasret bir genç kızdan başkası değildir. 


Sleeping Beauty, bir nevi yalnızlığın hikayesini anlatıyor. Herkes ona bir yabancı, Birdmann dışında... İnsanlara güveniyor, ancak karşılık bulamıyor. Bu yüzden de hüzne boğuluyor. Hatta belki de kazandığı paralardan bir tane banknotunu eline alıp yakması da, paraya o kadar değer vermediğini belirtiyor. Onun derdi ait olamamakla ilgili...




Filmde son derece rahatsız edici sahneler de var. Örneğin filmin açılışındaki ağza sokulan boru sahnesi, çoğu seyircinin yüzünü buruşturmasına neden oluyor. Bunun dışında Lucy uyurken, müşterilerine hizmet ettiği sahneler ayrı ayrı izlenmesi zor tecrübeler olabilir kimi izleyiciler için. Buna rağmen orijinal sahneler olarak tasvir edilebilirler. Bunun yanı sıra zaman zaman absürtlükler de filmin içine dahil oluyor. Örneğin teknoloji malzemesindeki yetkili genç veya iş yerinde Lucy'nin fotokopilerin çekilmesini beklerken, yerde yatması gibi. 


Filmin sonu da biraz sönük kalıyor. Seyirci kendini daha somut bir sona hazırlarken, film bir anda daha soyut bir sona yöneliyor. Bir nevi hayat her şeye rağmen devam ediyor. Travmalarıyla, tüm karanlığıyla, gerçekleriyle devam ediyor hayat... 




Yönetmen Julia Leigh, ilk filmiyle kendi yazdığı senaryoyu bazı aksaklıklarına rağmen kotarmayı başarmış. Üstelik potansiyelinin olduğunu da belli ediyor. Belli ki ileride takip edilecek yönetmenler listesine de girebilir. Tabii bu tip yönetmenler genelde Hollywood'un esiri olmaya başlıyorlar. Bu da işin kötü yanı olsa gerek. 


Emily Browning de filmi tek başına sürükleyerek, ileride daha da ciddi roller için hazır olduğunu ifade ediyor bizlere. Bana kalırsa Cannes'dan en iyi kadın oyuncu ödülü alması bile olasıydı. Ancak ödül Kirsten Dunst'a gitti. Tüm cüretkar sahnelerdeki rahatlığıyla, güzelliğiyle ileride yıldızı çok parlayacak bir genç aktris olduğunu kanıtlıyor. Son iki filmde de birbirine benzeyen rollerde oynaması da ilginç bir tesadüf olsa gerek. Ne de olsa roller birbirine benzese de, Sucker Punch ile alakasız iki filmdiler. Belli ki kızımız artık büyümüş...




İlk film olarak güzel bir çalışmayla karşı karşıyayız. Tamam filmin içinde hatalar yok değil. Ancak yine de denemeye değer bir film. 


Not: Herkese tavsiye etmiyorum. Çünkü içinde cesur sahneler de içeriyor, rahatsız edici olabilir.











Hiç yorum yok: