Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

16 Ekim 2011 Pazar

The Thing (2011)



Korkunun üstadı John Carpenter 1982'de vizyon bulduğunda, adeta korku sinemasında bir devrime yol açmıştı. Kullanılan efektler olsun, unutulmaz müziği olsun, tekinsiz atmosferi ve klasik korku şemasını ustaca kullanışıyla bir nevi korku filmi klasiğine dönüşmüştü. Malum bu kadar başarılı filmlerin günümüzde bir devam filminin ya da remake'in çıkması muhtemel. Şu anda da öyle bir durumla karşı karşıyayız. 


İşin tuhaf yanı da bu ya, ciddi ciddi iki durumla da karşı karşıyayız. Hem devam filmi, hem de remake... Devam filmi derken genelde filmlerin öncesini anlatan prequel ile baş başayız. Fakat temel olarak ilk filmin taklit edilişi var. Yani aynı olayların biraz değiştirilmiş hali bile denilebilir. Bu açıdan da filmin adının hala "The Thing" olması direkt önyargıları beraberinde getiriyor. Sonuç olarak eski filmi sevenler bu filme dokunmayabilir bu isimle, devam filmi adı olsa belki daha çok seyredilebilir. Ne de olsa eski dostla randevu beklenilen bir şeydir. 




Normal filmin konusunu biliyorsanız bu filmin konusunu da az çok biliyorsunuzdur. Bir grup araştırmacı bilim adamı ve diğer işlerle uğraşan adamlar, keşif yapmak üzere soğuk bir bölgede araştırma yapıyorlar. Donmuş bir cisim buluyorlar. Böylece ilk uzaylı keşfini yapmış olduklarını düşünüyorlar. Ancak buzun erimesiyle birlikte yaratık ya da şey ortaya çıkarak oradakileri tek tek öldürmeye başlıyor. Üstelik herhangi bir canlının formuna da girebilme yeteneği var. 


İlk filminden farklı olarak bir araştırma grubu var. Normal filmde bir kurt köpeğinin araştırma üssüne gelmesiyle olan olaylar anlatılıyordu. Bu sefer o kurt köpeği nereden çıktı, onu anlatıyor film. Belli ki filmin senaryosu yazılırken sondan başa yazılmaya başlanmış. Ya da önce bağlantı kısımları tespit edilerek, onun üzerine eklemelerde bulunulmuş.




İlk filmde "the thing" olarak adlandırılan uzaylı yaratığımız, film boyunca çok az ortaya çıkıyordu. Belli zamanlarda gerilimi üst seviyede tutmak için Carpenter usta böyle bir formül uygulamıştı. Ancak 2011 yılında bu formülü uygulama gereği pek durulmuyor. Şey neredeyse filmin tamamına yayılır bir şekilde bolca ortaya çıkıyor. Tabii böylece gerilim olayı daha çok ani hareketlere, çıkışlara bırakılıyor. Belki de günümüz korku filmlerinin temel sorunu da bu. Yani filmin bütünlüğüne yayılması gereken korku atmosferini, sahnelerle sınırlandırıyorlar. Zaten bu işi başarabilen filmler de yılın korku filmleri listelerinde üst sıralara çıkıyorlar. 




Bunun yanı sıra filmde ilk filme çok benzer sahneler var. Özellikle benzemeyelim diye kendilerini yırtsalar da, aslında göstere göstere benzememeye çalıştıkları ortada. Örneğin filmin efsaneleşen ünlü sahnesi... Karakterlerimizin hepsi aynı odadadır ve aralarında yaratığın olduğu tahmin ediliyordur. Bu yüzden de tespit amaçlı kan örneklerindeki tepkime bakılır. Bu filmde bu sahne şöyle tekrarlanıyor: Bu sefer biz benzemek istemiyoruz diyorlar ve incelemenin yapılacağı laboratuarı patlatıyorlar. Böylece sahne tekrarı olayını kaldırıyorlar. Ancak aynı sahneyi farklı yöntemle ele alıyorlar. Sentetik, metal şeylerin taklidi mümkün değildir makyajı altında bu sefer dişlere bakılıyor. Aslında temelinde çok da farklı bir sahne değil. Yine aynı gerilim verilmeye çalışılsa da, anlık bir gerilim oluyor. Bunun gibi birkaç sahnede daha tekrara benzeyen fakat aslında biraz değiştirilmiş sahneler mevcut. 




Önceki paragrafta bahsedilen bu tespit sahnesinde aslında ırkçılık alt mesajları ön plana çıkıyor. İskandinavlar ve Amerikalılar arasında ırksal bir savaş ortaya çıkıyor. Milliyetçilik duygularını harekete geçirmeye çalışılmış ancak yine de başarılamamış tam olarak. Nihayetinde bir Amerikan filmi bu ve Amerikalılar dürüst, mert insanlarmış gibi gösteriliyor. Halbuki arada bir denge tutturulabilirdi. 


Sonuç olarak korku öğeleri yeterince başarılı kullanılamamış, eski filmin başarılı yanlarına yaslanan bir devam filmi ortaya çıkmış. Film taklitten öteye gidemese de, ilk filmi izlemeyen seyirciler için keyifli bir alternatif olabilir. Ancak ilk filmin hayranıysanız, bu film sizi sarmayacaktır. 







Hiç yorum yok: