Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

15 Ekim 2011 Cumartesi

Shame


Her kelimenin anlamı olsa, bu filmi kelimelerle anlatmak mümkün olabilir miydi bilmiyorum. Shame öyle bir film ki, insanın duygularına hitap ediyor, görüntüleri ile de büyülüyor. Zaman zaman pornografikleşiyor hatta, ama büyüsünü hiç bir şekilde bozmuyor. Belki de sinemada atmosfer dediğimiz şey bu...


Belki de en kolay kısımdan başlamak lazım. Brandon, seks bağımlısı bir adamdır. Cinsel arzularını bir türlü dizginleyemez. Hayatına tekrar dahil olan Sissy'in evine yerleşmesiyle, bir anda hayatı karmaşıklaşmaya başlar. Belki de karmaşıklaşan hayatı değildir, kendi içine attığı duygularıdır...


Michael Fassbender'in oynadığı, umursamaz, hayatını cinselliğin yönettiği karakter Brandon, akan zamanın ilerleyişine engel olamaz. Aklında bastıramadığı cinsellik dürtüleri devamlı gün yüzüne çıkmaktadır. Belki de hayatında en iyi bildiği iş budur. Hayatında duygulara yer yoktur. Seks onun için bir yaşam biçimi haline gelmiştir.


Sissy ise hayatta dikiş tutturamamış bir karakterdir. Başarısız ilişkilerinin yanı sıra, hayatı şehirden şehre sürgünlerle geçer. Çünkü ona ilgi gösteren kişinin peşinden giden bir kadındır. Bu yüzden de hep basit bir kadın gibi görünür. Aslında korunmak isteyen, savunmasız küçük bir kızdan başkası değildir. Yaşamla mücadelesi belki de hiç bir zaman iyi olmamıştır. Bu yüzden ağabeyini bir nevi sığınak olarak görür. Güvenebileceği yegane insan sadece odur. Bu yüzden de hayattan her darbe yediğinde işin kolayına kaçar. Kendine zarar verir.


Brandon, duygularından kaçan bir adamdır. Bir nevi ıssız bir adam... Sorunlarını cinsellikle halletmeye çalışır. Çünkü seks onun için bir nevi uyuşturucudur. Kafasını ancak böyle uyuşturabiliyordur. Bu yüzden başı sıkıştığında ya da herhangi bir zorlukla karşılaştığında, kendini bir kadının bacak arasında bulmak onu rahatlatıyordur.


Kendi yalnızlığının içinde, belki de kimseye güveni kalmamıştır. Yaptığı her sekste daha da sert olmuştur. Çünkü o duygularından kaçan biridir. Sadece seks yapmak her zaman daha kolaydır. Hatta bu iş onun için o kadar kolaydır ki, kiminle nerede, nasıl yaptığı umurunda değildir. Her türlü seks ilişkisine açıktır.


Brandon aynı zamanda sevgiye aç bir adamdır. Bunu sürekli bastırmaya çalışır. Çünkü sevgiye inanmıyordur. Tam olarak bilinmese de ailesine karşı suçlayıcı bir tavrı vardır. Belki onları doğurmaları da hatadır. Bu yüzden evlilik onun için bir tabudur. Hangi evlilik, insanı mutlu etmiştir ki? Bu yüzden ona şefkat gösteren, duygularıyla sevişen bir kadınla asla birlikte olamaz. Onun duygularına dokunmak imkansız hale gelmiştir. Öfkesini seksin şiddeti ile bastırmaya çalışır. Kardeşinin böyle savruk olması onu delirtiyordur. Özellikle de kardeşi, patronuyla yatınca çılgına döner. Kardeşini koruyamıyordur. Bu yüzden de kardeşinin hayatına girmesini istemez. Sevgiye muhtaç Sissy'i yanında dahi görmek istemez. Bu yüzden onu ve kardeşini doğuranlara lanet eder. Kardeşinin New York, New York'u yorumlayışı, belki de hayatının en dramatik anıdır. Kendine hakim olamaz, dökülür gözlerinden yaşları...


Nefretin kökenlerini aile içi şiddette, koca şehirdeki yalnızlığında hissederiz. Kardeşinin kolundaki façalarda görürüz. Onun aslında tüm isteği şiddettir. Öfkesi bastırılmalıdır. Bu yüzden kendi içinde bir utanç yaşar. Kendini değiştirmek ister, ancak değiştiremez. Parmağında yüzüğü olan kadına ilgisi evliliğe, aile olmaya karşı tepkiyi gösterir. Bilinç altında yatan bastırılmış duygularını gösterir.


Kusursuz görüntüleri ve plan-sekansları ile seyirciyi maffeder film... İnsanı başka bir boyuta sürükler. Bir anda filmin içinde hapsolmamızı sağlar. Aşırı cinselliğiyle herkese hitap etmez, insanları utandırabilir. Bu sertliğe dayanabilenler için kendi içinde bir başyapıttır belki de.


Carey Mulligan ve Michael Fassbender mükemmel oyunculuklarıyla, insanı oturdukları yerde eritiyorlar. Görüntü yönetmenliği ve atmosferiyle dört dörtlük bir film yaratılmış. Buna ek olarak bir de filmin müzikleri, adeta cuk gibi oturmuş durumda...


Belki de bu senenin en iyi filmiyle karşı karşıyayız. Filmin bitişiyle koltuktan kalkamıyorsunuz. Etkisi uzun süre sürüyor. Acıyı, nefreti, yalnızlığı, kederi bir anda yüreğinizde, içinizde hissediyorsunuz. Yönetmen Steve McQueen belki artık en çok beklenen filmlerin yönetmeni olmaya hazırlanıyor. Umarım bu istikrarını devam ettirir.


Problem biz de mi yoksa, zor şartlarıyla hayatın  içinde ayakta durmakta mı? Belki de insanlarla bağlantı kurmakta... Problem içimizde...


Shame, yeni bir film çıkana kadar bu senenin en iyisi belki de... Venedik'te aldığı en iyi filmi sonuna kadar hak ediyor.




Not: Rahatsız edici sahnelerle dolu bu film herkese hitap etmeyebilir...




Hiç yorum yok: