Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

18 Aralık 2011 Pazar

No Good Deed (2002)



İnsanların hayatları genelde başlarına gelen ani olaylarla değişir. Bir gün balık tutmaya gidecektir. Ancak bagajında bir şey unutur, onunla uğraşırken fırtına kopar, deniz kıyamete denk olur. Adamın biri uçağa binecektir. Evde unuttuğu bileti için dönmek zorunda kalır ve uçak düşer. Böylece hayatlarına bir nevi müdahale etmiş olurlar. Bu seferki durumumuz ise farklı bir durum. İyi insan olmakla alakalı zayıf noktalardan birini teşkil ediyor. İnsanlara yardım etmek...


Tabii bu yardımlar çoğu zaman bizlere kolay gibi gelebiliyor bazen. İki dakika baksam ne olur diyorsunuz. İşte o an aslında hayatınızın aşkıyla da karşılaşabilirsiniz, hayatınızın hatasını da yapabilirsiniz. Bu yüzden de bazen hayır demeyi öğrenmek gerekebilir. Hikayemiz bunu diyemeyen bir adam hakkında...




Jack Friar, çalıntı arabalara bakan sıradan bir polistir. En büyük tutkusu ise çellosu ile müziğini icra etmektir. Tam hazırlanmış, müzisyenlerin olduğu bir kampa gidecekken, çaresiz komşusu onun yanına gelir. Kızının kaybolduğunu, bu yüzden onun için çok endişelendiğini söyler. Kızını ve yanında giden zibidinin fotoğrafını verir. Bizim Jack de ne yapsın, fedakar bir adam olarak kadını kıramaz. Türk Caddesi denilen caddenin orada bakınırken, yaşlı bir kadının merdivenlerden kayıp düştüğünü görür. Ona yardım etmek isterken, kendini evlerinde bulur. İkramlar yapılırken, boş oturmayayım da bari aradığım adamı sorayım der karşısındaki yaşlı çifte. Ancak cebindeki fotoğraf uçmuştur. O da mavi gözlü, sarı saçlı bir adam olarak tarif eder ve kafasında bir silahı hisseder. Bir anda Jack kendini bir grup soyguncunun içinde bulur. Bir bankayı soyacaklardır. Şans bu ya, artık pis bir işin içinden kurtulmaya çalışacaktır. 




Çok çetrefilli bir senaryoya sahip değil filmimiz. Hatta kendini gerilim filmi olmak için kasmasaydı, sağlam bir soygun filmi olabilecek potansiyele sahipti. Ancak karakterlerin kendi zorlayan yapılandırmaları, bir anda filmin farklı noktalara gitmesine neden oluyor. 


Örneğin müzisyenler arası bir aşk ortaya çıkıyor. Zamanında el koyulan güzeller güzeli kız, piyanosunu tutsağın yanında konuştururken, ona çellosuyla eşlik etmesini istiyor. Şaka mı yapıyorsunuz demek istesem de, şaka yapmadıkları açıkça ortada. Polisimiz idealleri olan bir adam olduğundan, diyabet krizi sırasında yardım ettiği için kadına karşı minnet borçlu olduğunu düşünüyor. Bu da böyle sahnelerin ortaya çıkmasına neden oluyor. 




Milla Jovovich, her zaman olduğu gibi oyunculuğundan çok, zerafetini, düzgün vücudunu kullanmayı tercih ediyor. Karakterin kendi içinde bir dramı olsa da, bunu oyunculuğa yansıtamıyor. Bu da beraberinde gereksiz duygusal sahnelere neden oluyor. 


Samuel L. Jackson, herhalde en az performans gösterdiği filmlerin birinde boy gösteriyor. Film için sadece çello çalmayı öğrendiğini söyleyebiliriz. Filmin yüzde yetmişinde tutsak bir şekilde sıfır mimikle bir sandalyenin üzerinde geçiriyor. Geri kalanında da arabanın ön koltuğunda onu görüyoruz. Kısaca pek bu yıldızından yararlanamamış bir film kendisi...




Senaryo bakımından gedikleri olsa da, yine seyir zevki açısından belli meziyetlere sahip bir film. Kendini izlettiriyor. Özellikle de Stellan Skarsgard'ın psikopat karakteri Tyrone sayesinde zaman zaman gerilim hissini yaratabiliyor film. 


Sonuç olarak çok da matah bir film olduğunu söyleyemeyeceğim. Fakat tutsak - suçlu ilişkisine müzikal bir yorum getirerek kendi içinde bir yenilik getirdiği söylenebilir. Bunun dışında Hollywood'un vasat gerilim filmlerinden biriyle karşı karşıyayız. Arada gerilim filmleri isteyenler için önerilebilir. Yoksa aşmış film dediğimiz film türü bu değil. 




Not: Komik bir şekilde bu film, video piyasasına Türk Caddesi'nde Soygun tarzı bir isimle girdi. Filmde sokak dışında Türk olan bir özellik yok. Bu yüzden de bunun için izleyecekseniz izlemeyin!



Tyrone: Control is a good thing. 
Mr. Quarre: [belches] Control that.




Hiç yorum yok: