Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

24 Aralık 2011 Cumartesi

Sherlock Holmes: A Game of Shadows


Her detektif, önce olayın kokusunu alır. Sezilerine güvenir ve onu doğru yola götürmesini bekler. Tabii bazen sezgilerin dışında iyi bir gözlem yeteneğinin de olması gerekir. Çünkü olayın bütününü görmek, her zaman olayı çözmekte birinci adımdır. Buradan yola çıkarsak belki de en önemli silahımız delillerdir. Holmes da delil konusunda belki de en uzaman adamdır. 

Her şey Guy Ritchie'nin Sherlock Holmes'u alıp aksiyon kahramanına çevirmesiyle başladı. İnsanların aklındaki soru, bu kadar dingin bir adamın, soğukkanlılıkla yaklaştığı olaylara yeni Holmes'ün daha üstün körü dalacağını düşünürsek, acaba bu formül tutar mıydı? Ve cevap çok açık ve net oldu: Evet! Şu anda da filmin devamı A Game of Shadows ile baş başayız. 


Filmimizin konusuna baktığımızda karşımıza şöyle bir şeyler çıkıyor: İlk filmin femme fatale karakteri Irene, filmimizin başında başına talihsiz şeyler gelmesini engelleyemiyor. Bu olayların başına gelmesinin tek nedeni, ele geçirdiği bir notu elinden kaybetmesi sonucu, patronunun memnuniyetsizliğinden kaynaklanıyor. Tabii Sherlock Holmes durur mu? Bu olayın perde arkasını araştırmaya başlıyor. Tüm bu olayların arkasında zengin ve nüfuslu profesör James Moriarty çıkıyor. Tam da Watson evlilik arifesindeyken, balayını yapamadan bu olayların içinde yer alıyor. Bunun üzerine klasik ikili Holmes ve Watson, bu tehlikeli adamın neler planladığını keşfetmeye çalışıyorlar. Tabii aksiyondan aksiyona atlarken, bir yandan da yolları Çingeneler kraliçesi Simza ile kesişiyor. 


İlk filmin formülünden giden film, yine bulmaca gibi çıkarımlarını, Holmes'ün gözünden planlama sahneleriyle göstererek, ilk filmin en yaratıcı esprisini bolca kullanmayı tercih ediyor. Böylece Holmes olayların delillerden yola çıkarak, gözlemleriyle olayın bütüne ulaşmaya çalışıyor. Bunu yaparken önce aklında planlıyor, sonra da harekete geçiyor. 

Robert Downey Jr. ve Jude Law yine kendilerine yakışan yer yer aksiyon ve çoğunlukla mizahi oyunculuklarıyla takdir toplarlarken, eğlenceli vakit geçirmemizi hiç söylemiyorum bile. Bunun dışında bolca dayak yemeyi ihmal etmiyorlar. Özellikle de Holmes geçen filmin talihsiz kahramanı Watson'ın yerini alıyor. Kancaya takılıyor, vuruluyor, kalbi duruyor, hatta uçurumdan aşağı düşüyor. Filmin bahtsız bedevisi olmayı beceriyor. 


Geçen filmin kötü adamına göre, bu seferki kötü adam Moriarty, daha çok parasal gücüyle insanlara hükmetmeye çalışıyor. Holmes ile girdiği mücadele bir nevi satranç mücadelesine dönerken, aslında kötü emelleri arasında kişisel planlardan çok, dünyayı ilgilendiren bir kötülüğün peşinde. Zaten daha azı ile yetinse şaşardık. 

Noomi Rapace, Hollywood filmlerine yakışmış gibi görünüyor. Özellikle iyi bir cast seçimiyle çingene rolünde güzel duruyor. Ancak aksan bakımından aynı performansı sergileyemiyor. Olsun biz onun varlığını da seviyoruz. Rachel McAdams ile aynı filmde yer almalarını da, bir nevi devir teslim olarak algılayabiliriz sanırım. 


Holmes film boyunca kılıktan kılığa girerken, her türlü maskaralığı yapmaktan çekinmiyor. O karizmatik cool adam imajı yerle bir edilse de, sinemada Jack Sparrow'un kendine yarattığı imajın bir benzerini gerçekleştirerek, özel hayranlar ediniyor. 

Filmin sonundan da anlayacağımız üzere, muhtemel devam bölümleri gelecektir. Bu yüzden bu eğlenceli seriden pek mahrum kalmayacağız gibi gözüküyor. Bakarsınız yeni filmdeki oyuncular, başrol oyuncularını bile gölgede bırakacak nitelikte olurlar. Bu arada unutmadan belirteyim, bu film ilkine göre daha dolu bir içerikle sizleri doyuracaktır. 


Kısaca eğlenceli bir tat, yer yer dikkat gerektiren detektifliği bol bir film bizleri bekliyor. Mizah duygusu son derece yerinde olan A Game of Shadows, aksiyon sahneleriyle adından söz ettirecek gibi görünüyor. Keyifli vakit geçirmek isteyen herkese tavsiye edilir. 



Dr. John Watson: How did you know I would find you? 
Sherlock Holmes: You didn't find me, you collapsed a building on me. 



Hiç yorum yok: