Kült, esas olarak “din” anlamında kullanılsa da, din ve sosyoloji bilimlerinde, çevrelerindeki kültür veya toplumun genel veya anaarterin dışı gördüğü inanç, uygulama veya ibadetlere kendini adamış bir birleşik insan topluluğuna verilen isimdir.

Kitsch, varolan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanatı sınıflandırmak-ifade etmek için kullanılan Almanca bir terimdir.

Klişe (Fransızca: Cliché) uzun süre çok fazla kullanılmış ve artık etkisini yitirmiş ifade, fikir ya da öğelerdir.

31 Aralık 2011 Cumartesi

Saluda al diablo de mi parte


Bazen geçmişte yaşadıklarımız, geleceğimizin tıkanmasına neden olur. Bu tıkanmanın belli sebepleri vardır. Bunlardan biri kesinlikle geçmişte yapılan hatalar, gençliğin verdiği gözü karalıkla işlenen günahlardır. Tabii normal bir yaşama geçmek istediğinizde, siz onları bıraksanız bile, onlar sizi bırakmaz. 

Kolombiya - Meksika ortak yapımı olan "Saluda al diablo de mi parte", bir nevi eski defterlerin açılmasını istemeyen bir adam hakkında... Ancak böyle şeylere karışmışsanız, o defterler ister istemez açılırlar. Ne de olsa karanlık işler, aydınlığın olmadığı sonlara sebep olur. 


Filmimizin konusunu kısaca özetlememiz gerekirse: Eski bir gerilla olan Angel suç ve şiddetten arınmış bir hayat yaşamak, yeni bir başlangıç yapmak istese de, geçmişi bir türlü peşini bırakmaz. Eski dönemlerde öldürdüğü bir adamın ailesi, kızını esir alır. Kızını kurtarmak istiyorsan, istediklerimizi yerine getirmelisin derler.  İstenen şey çok açıktır. Verilen süre içerisinde bu olaylara karışan eski gerillaları öldürmesi gerekiyordur. Üstelik boynuna takılan bir çiple takip edilmektedir. Bunun üzerine eski arkadaşlarını tek tek ziyaret etmeye başlar. Yeni bir hayat için yapması gereken, 72 saatlik bir maceradan sağ olarak çıkmaktır. 


Filmimizin adı Türkçe'ye Şeytan'dan sevgilerle diye verildi. Bu isim filmdeki bir sahnede kötü adamlardan birinin repliğinden geliyor. Film baştan sona bir hayatta kalma mücadelesi olduğu için, bu isim herhalde çok bizi şaşırtmamıştır. Ancak filmin isminden dolayı bir korku filmi zannedenler, filmden mümkünse uzak dursun. Gerilim desek belki ama korku kesinlikle değil. 

Baş rolde geçen sene çoğu festivalde ödülleri toplayan Edgar Ramirez var. Ona yardım eden simalar ise Güney Amerika sinemasını takip eden seyirciler için çok da uzak gelmeyecektir. Filmin geçtiği yerler itibariyle, suç ve şiddetin çok yoğun olduğu yerler göze çarpıyor. 


Zaten genel olarak yapılan röportajlarda, her gün bir tehlike ile burun buruna olan halk için, bu tür kurmaca filmlerdeki şiddet oranları normal geliyormuş. Bu yüzden de güney Amerika kıtasındaki azımsanmayacak şiddet hareketliği filmin atmosferine yansıyor. Böylece kapkaranlık bir filme hapsoluyoruz. 

Umutsuzluğun, filmin en önemli kozlarından biri olduğunu düşünürsek, bir gerilladan önce çaresiz bir babanın çırpınışlarını izliyoruz. Kızının hayatı pahasına, bir anlamda çevresini silebilecek bir kişinin, zaman karşı savaşı aynı zamanda seyirciyi sürükleyecek bir unsur olarak gözükse de, tempo sorunu filmin ilerleyişini derinden etkiliyor. 


Kimi zamanlarda yoğunlaşan ağır tempo, filmin bazı kısımlarında artış gösterse de, filmin ritmini ayarlayamamasına sebebiyet veriyor. Özellikle içerdiği yoğun işkence sahneleriyle, her seyirciye hitap etmeyen bir filmle baş başayız. 

Filmin başında ve sonunda kullanılan röportaj şeklindeki görüntüler, geçmişte yaşanan gerilla olaylarına bir nevi belgesel estetiği katıyor. Malum Güney Amerika'nın geçmişindeki kapanmayan yaralardan biri olan gerilla sonrası dönem, bir filme daha konu oluyor böylece. 


Sonuç olarak uzak diyarlardan gelen bu film, bekleneni tam olarak veremese de, zamana karşı yarış filmlerini seven izleyiciler için bir alternatif teşkil edebilir. Tabii hızlı görünen ağır tempo, iştahınızı kaçırmazsa...



Hiç yorum yok: